4 Mart 2020 Çarşamba

Cıngırt Kayası (Dördüncü –SON- Bölüm)


Cıngırt Kayası
(Dördüncü –SON- Bölüm)


Bölgemizde yapılan ilk arkeolojik araştırma, Cumhuriyet’in öncü bilim kadrosu Prof. Dr. İsmail Kılıç Kökten tarafından gerçekleştirilmiştir. 29 Şubat 1940’ta Samsun Mert Irmağı kıyısında Dündartepe ve Tekkeköy’de Mezolitik yerleşimler tespit eden Kökten, buralarda arkeolojik kazıların başlatılmasını sağlamıştır. [Bkz. "Anadolu'da Prehistorik Yerleşme Yerlerinin Dağılışı Üzerine Bir Araştırma" 1952, Kılıç Kökten Doktora Tezi.]
Kökten, daha sonra memleketi Ünye’de ilk arkeolojik araştırmaları gerçekleştirmiş ve bu çalışmaları “Ünye’de Eskitaş Devrine (Paleolitik) Ait Yeni Buluntular” adıyla yayınlamıştır. Ünye’ye ait ilk ve uzun zaman süresince tek ciddi araştırma olarak kayıtlara geçmiştir.
Bu yayının ardından uzun yıllar unutulmuş Ünye ve çevresinde arkeolojik araştırmalar adeta unutulmuş, ihmal edilmiştir.
Yaklaşık otuz yıl sonra Prof. Dr. Mehmet Özsait bölgemize gelerek Mesudiye’de yüzey araştırmaları yapmıştır. “1990 Yılında Ordu-Mesudiye Çevresinde Yapılan Yüzey Araştırmaları” adıyla yayınlanan bu kayıtta 85 adet eski yerleşim yerinin tespit edildiğini görmekteyiz.
2006 Senesinde yine Prof. Dr. Mehmet Özsait tarafından Ünye ve çevresinde yüzey araştırmaları gerçekleştirildi. Ünye Tarih Araştırma Grubu’nun ve Ünye Belediyesi’nin yardımcı olduğu bu araştırmalar sonrasında, yakın çevremizde ilk arkeolojik kazı başlatıldı.
“Arkeolojik kazılar, 2010 yılından beri Ordu Müzesi başkanlığı ve Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt’un bilimsel sorumluluğundaki bir ekiple yürütülmektedir.” [Türk Eskiçağ bilimleri Enstitüsü Haberler, Sayı 43, 2017]
Gazi Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenyurt’un sorumluluğunda, Kurul’da çok önemli arkeolojik buluntular ele geçirilmiştir. Pontus Kralı VI. Mithradates dönemine ait yerleşime ve buluntulara sahip Kale’de 2300 yıl öncesine ait Dionysos kültüne ait heykelciklerle, Ana Tanrıça Kibele heykeli ele geçirilmiştir.
“İn-situ halde ele geçirilen Kybele heykeli (Resim: 14), buluntu yeri itibariyle Ana Tanrıça Kybele’nin kent-koruyucusu, surların koruyucusu özelliği ile birebir örtüşmektedir.” [ S. Yücel ŞENYURT, Atakan AKÇAY, Emirhan BULUT,  Kurul Kalesi 2016 Yılı Kazı Çalışmaları, 39. Kazı Sonuçları Toplantısı, 3. CİLT, 22-26 MAYIS 2017, BURSA, s. 140]
Cıngırt’ta 2012-2014 Yılı arkeolojik Kazıları

Kurul’u ardından, çok geçmeden aynı fakülteden bir bilimsel ekip Ordu müzesi Başkanlığında bölgemizdeki ikinci önemli kazıyı başlattı. Gazi Üniversitesi’nden Dr. Ayşe F. EROL sorumluluğun da üç kazı sezonu sürdürülen kazılarda Pontus krallığı ve Helenistik Döneme ait önemli arkeolojik buluntular elde edilmiştir.
“Cıngırt Kayası kazıları 2012-2014 yılları arasında yürütülmüş ve kazı çalışmaları sırasında ele geçen unguentarium parçaları arasından profil veren örnekler seçilerek, bu çalışmada değerlendirilmiştir. Unguentariumların çoğunluğu zirve kesiminde yürütülen kazı çalışmalarından ele geçmiş olup, bu çalışmada tanıtılan örneklerin çoğunluğunun, katalogda belirtildiği gibi K 16 açması güneydoğu sektöründen, Geç Hellenistik Dönem malzemesinin yoğun geldiği tabakalardan ele geçtiği görülmüştür. Basamaklı Tünel yapısının kuzeyinde oluşturulan mimari düzenleme, duvar temellerinden anlaşılacağı üzere, yan yana dizilmiş kare mekânlardan oluşmaktadır.” [Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol, Deniz Tamer, Fatsa/Cıngırt Kayası 2012-2014 Sezonu Kazılarından Ele Geçen Unguentariumlar, SEFAD, 2018, s. 273 ]
Unguentariumlar Hellenistik ve Roma Dönemi nekropollerinde mezar hediyesi olarak ve libasyon amaçlı kullanımlarının yanı sıra kutsal alanlara sunu amacıyla da bırakılmışlardır. Ayrıca az sayıda evlerin ambarlarında da bulunmuşlardır. Kadınlara ait mezar stellerindeki tasvirlerde unguentariumların yanında pyksis ve aynaların da bulunması, bu formun kadınlar tarafından kullanılan kozmetik amaçlı günlük kullanıma yönelik kaplar olduğunu da göstermektedir. (Ayrıntılı bilgi için bkz. yukarıda adı geçen eser, s. 270)

Cıngırt Kayası Kazısı Bronz buluntuları

2012 yılında başlayan kazı çalışmaları üç kazı sezonu boyunca öncelikli olarak yerleşimin zirve kesiminde yürütülmüş ve açığa çıkan mimari kalıntılar, arkeolojik buluntular üzerinden yapılan değerlendirmeler, iskanın son Pontos kralı VI. Mithradates (MÖ 120-63) Dönemi’nden başlayarak, Roma ve Bizans Dönemleri’ndeki sürekliliğini kanıtlayan veriler ortaya konmuştur.
“Cıngırt Kayası 2012-2014 kazı sezonlarından ele geçen madeni eserler, metal türüne göre farklı kullanım alanları gösteren gruplardan oluşturmaktadır. Bu çalışmada Cıngırt Kayası metal buluntuları arasından az korozyonlu, tüm ya da tüme yakın durumda ele geçen bronz örnekler seçilerek form ve işlevleri bakımından değerlendirilmiştir. Bronz eserler; Ahşap aksamları, balıkçılık malzemeleri, ecza veya kozmetik gereçleri, kıyafet aksamları, dokumacılıkla ilgili aletler olmak üzere antik çağdaki kullanım alanları esas alınarak tasnif edilmiş, katalog ve levha bilgileriyle birlikte .. sunulmuştur.” [Doç. Dr. Ayşe F. Erol – Ertaç Yıldırım, Ordu/Fatsa Cıngırt Kayası Kazısı Bronz Buluntuları, OLBA XXIV, Mersin 2018, s. 99]
Kazılarda kapı, kutu ve mobilyaların üretimi veya dekorasyonu gibi çeşitli amaçlar doğrultusunda kullanılmış olabilecek birçok metal buluntu ele geçmiştir. Bu buluntular arasında filiseler, halkalar, anahtarlar, zincirler ve bunların yanı sıra kapı ve mobilya yapımında ve dekorasyonunda kullanılmış olabileceği düşünülen çiviler, levhalar, kulplar gibi çeşitli metal buluntular yer almaktadır.
Filiseler genellikle bir halkayla birlikte, farklı amaçlar doğrultusunda kullanılmak üzere bir yere çakılan eklentilerdir. Saplamalı filiseler ve çift saplamalı filiseler olmak üzere iki farklı formda üretilmişlerdir. İki form da aynı amaçlar için kullanılmış olmakla birlikte, çift saplamalı filiselerin kullanımı daha yaygındır. Cıngırt Kayası kazılarından tek saplamalı olarak tanımlanan bir adet bronz filise ele geçmiştir.
Levhalar ve çok sayıda çivi, balıkçılık malzemeleri, ecza ve kozmetik gereçleri gibi çok sayıda buluntu elde edilmiştir.

Hellenistik Dönem Kalıp Yapımı kabartmalı Kaseleri

Kalıp yapımı kâseler Hellenistik Dönemin önemli seramik formları arasındadır. Hemen hemen her Hellenistik yerleşimde rastlanan bu kâseler, yarı küresel formlu, kulpsuz ve ayaksız, genellikle dış yüzeyleri kabartma bezemelerle süslenen içki kaplarıdır. MÖ 3. yüzyılın ortalarından biraz sonra Atina’da ortaya çıkan ve kantharosların yerini alan kalıp yapımı kâseler, metal kapların taklitleri olarak üretilmişlerdir. Fatsa Cıngırt’ta ele geçen örnekler; Ağız Kenar Bandı ve kalyks üzerinde yer alan motifler, Uzun Taç Yapraklılar, Kozalaklılar ve Bindirme Yapraklılar olmak üzere 4 grup altında incelenmiş ve bu kâselerin çoğunluğunun bölgesel/yerel üretimler olduğu anlaşılmakla birlikte, ithal örneklerin de olduğu tespiti yapılmıştır.
“Cıngırt Kayası 2012-2014 kazı sezonu çalışmaları ağırlıklı olarak yerleşimin zirve kesiminde yürütülmüş olup, söz konusu kesimde yürütülen kazı çalışmalarından ele geçen kalıp yapımı kabartmalı kâselere ait parçalar arasından seçilen örnek, bu çalışma kapsamında değerlendirilmektedir. Katalogta belirtildiği gibi, bunların 23 adedi K16 açmasından, geriye kalan 4 adedi K17, L17, L18 ve P20 açmalarından ele geçmiştir.” [Ayşe F. Erol-Deniz Tamer, Ordu Fatsa Cıngırt Kayası Hellenistik Dönem Kalıp Yapımı kabartmalı Kaseleri, Anatolia 43, 2017, s. 115]

Bizans Kurşun Mühürleri

Cıngırt Kayası’nda bulunan Bizans Mühürleri arasında en ilgi çekeni haç motifli ve Meryem Ana’lı olanıdır.
“Kurşun miihriin on yiiziinde kollann uçlannda harfler bulunan bir haç motifi bulunmakta olup, Meryem'e dua monogram1 yer almaktadır. Monogramın açılımı  "Theotoke Boethei: Tanrımın anas1 (Meryem) yardımcı ol!" duas1 şeklindedir. Yukarıda sözünü ettiğimiz gibi, haç dua monogramı özellikle M.S. VIII. ve IX. yüzyıllar arasında ikonoklazma Dönemi olmak iizere, X. yüzyıla kadar kullanım1 çok yaygınd1r.” [Ayşe F. Erol-Erdal Ünal. Fatsa Cıngırt Kayası’ndan Ele Geçen Bir Bizans Kurşun Mührü, Ömer Çapar’a Armağan, 2012, Hel Yay. s. 120]

Sonuç

Orta Karadeniz ve özellikle yakın çevremiz (Ordu-Ünye ve çevresi) bakımından sözünü ettiğimiz arkeolojik kazıların önemi büyüktür. Çıngırt kazıları önce “ödenek olmadığı” gerekçesiyle devam ettirilememiştir. Ardından “kazı güvenliği sağlanamadığı” için kazıların sürdürülemediği açıklandı. Acilen güvenlik sağlamaya yönelik sponsor arandı…
Fatsalıların Cıngırt’ı “turizme kazandırmayı” hayal ettiği bir anda kazılar sonlandırıldı. Ünye kalesi gibi, Cıngırt Kayası da definecilerin insafına terk edildi.
Dört bölüm halinde yayınlanan yazımızda küçük alıntılarla bölgemizdeki arkeolojik gelişmeleri ele aldık. Umarız kesintiye uğrayan bilimsel çalışmalar bu boyutuyla kalmaz, bölgemizdeki tarihi zenginlikler hak ettiği ilgiyi görür.



Ünyekent, 04.03.2020




Figür 2 Cıngırt Kayası Zirve Kısmı Planı-A.F.Erol



Mührün Arka Yüzü

Mührün Ön Yüz Monogram Çizimi

Mührün Ön Yüzü

Mühürün Transkripsiyonu

Çıngırt Kalesi Menfezi Çalışmaları

Çıngırt Kalesi Tarihi Kalıntıları


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder