1 Temmuz 2020 Çarşamba

Kurul Kalesi Yerleşkesi



Kurul Kalesi Yerleşkesi


Ordu il merkezine 13 km. mesafede, Melet Irmağı kenarında ve Bayadı Köyü sınırlarında bulunur. Sivri bir kaya üzerine kurulmuş, 1. derece arkeolojik ve Doğal Sit alanı olup, antik bir yerleşmedir.
 Kurul kalesi Karadeniz Bölgesinde İlk arkeolojik kazı alanıdır.[1] 2010 yılında başlayan kazı çalışmaları 2011 – 2016 yılları arasında devam etmiştir. Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü başkanı Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt’un bilimsel başkanlığında bir ekip, Ordu Müzesi ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izinleri ve Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin maddi destekleri ile kazı çalışmalarını yürütüyor.
Kazı esnasında bulunan pişmiş toprak çatı kiremitleri, duvar örgüsü, seramik parçaları incelenmiş ve M.Ö. II. ve I. Yüzyılda yerleşim yapıldığı tespit edilmiştir.
Ordu’daki Kurul Kalesi’nde devam eden kazı çalışmalarında arkeoloji dünyası için çok önemli sonuçlara ulaşıldı. Melet Irmağı havzası, Mesudiye, Fatsa ve Ünye antikitesinin açığa çıkarılmasında önemli bir başlangıç kabul edilmelidir.

Ordu Kurul Kalesi

Kurul Kalesi, Karadeniz sahilinin yaklaşık 9 km. güneyinde konumlanmaktadır. Doğu ve Orta Karadeniz bölümlerini birbirinden ayıran Melet Irmağı (Melanthios) Kurul Kalesi’nin doğu eteğinden geçerek Karadeniz’e ulaşmaktadır. Yoğun bir bitki örtüsü tarafından kaplanmış olan kayalığın zirvesi tüm çevreye hakim manzarası nedeniyle daha önceki yıllarda mesire alanı olarak kullanılmıştır. Arkeolojik kazılar, 2010 yılından beri Ordu Müzesi başkanlığı ve Prof. Dr. S. Yücel Şenyurt’un bilimsel sorumluluğundaki bir ekiple yürütülmektedir.[2]
Üzerinde bulunduğu kayalığın doğal yapısıyla uyumlu bir biçimde gelişim gösteren yerleşim dokusuna sahip Kurul Kalesi, kazı verilerine göre VI. Mithradates dönemi Phrourion’larından birisidir.[3] Şimdiye kadarki en erken veriler MÖ. 4. yy’a kadar gitse de bu tarihlere ait bir mimari tabaka henüz tespit edilememiştir. Kazılarda ele geçen sikkeler arasında tanımlaması yapılabilen 278 adet VI. Mithradates dönemi sikkesi, kaledeki en yoğun yerleşimin bu kralın dönemine ait olduğunu göstermektedir.
Ordu Kurul yerleşimi, Pontus bölgesinin kıyı kale yerleşimleri sınıfına giren Ünye Kalesi ve Fatsa Cıngırt Kayası gibi askeri ve kültsel açıdan önemli merkezlerden biridir. Kazılarda ele geçen iki Dionysos büstü, bronz Apollon heykelciği, 2016 yılında bulunmuş olan mermer Kybele heykeli ve diğer pişmiş toprak Kybele heykelcikleri, yerleşimin kültsel özelliğini açığı çıkarır. Kalenin güneyinde yer alan Sunak kayası, bu durumu destekleyen diğer veridir.    

Kurul Kalesi’nin Bölümleri

Kale yerleşimi iki ana sektöre ayrılmaktadır. Zirvenin güneybatı noktasından Kapı Alanı’na kadar olan bölge İç Kale, bu kısmın kuzeydoğusundaki geniş alan Kuzeydoğu Teras Alanı olarak adlandırılmaktadır.
İç Kale’nin en güneyinde Dilek Kayası (sunak) ve onun kuzeyinde ise bir kaya rezervuarı yer almaktadır. Kaya rezervuarının 20 km. kadar kuzeydoğusunda ise basamaklı bir tünel bulunmaktadır.






İç Kale ve Kuzeydoğu Teras Alanı

Zirveye doğru kademeli biçimde yükselen kayalığın üst kısmında, 75x250 m.lik bir genişlik yapan bir bölüm bulunur. Burada İç Kale ve Kuzeydoğu Teras Alanı olarak adlandırılan iki yerleşim sektörü yer alır. Ana kayanın formuna uygun biçimde, İç Kale’ye doğru yükselen bir sur sistemi ile çevrelenen bu bölge, taban döşemeleriyle öne çıkar. Kalenin ana giriş kapısı ön cephesi ve bu alandaki taban döşemeleri ve ikincil kapı geçişlerinin ön cephelerinde daha kolay işlenebilir nitelikteki kum taşları bosajlanarak kullanılmıştır.[4]
İç Kale Kazı Alanı’nda; basamaklı tünel, kaya rezervuarı, Dilek Kayası’nı çevreleyen sur duvarları ve bu sura içeriden eklenmiş mekanlarla bir bütünlük oluşturur. Doğu ve batı teraslarında depolama amaçlı odalar bulunmaktadır. Aynı duvar aksları üzerinde devam eden mekân içi dolgularda yanmış kerpiç parçaları ve ahşap akşamlara ait karbonlaşmış kalıntılar, buradaki son yerleşim evresinin büyük bir yangınla son bulduğunu göstermektedir.
Kuzeydoğu Teras Alanı’nda 1.90 m. genişlikteki dış duvarlara içeriden eklenmiş odalar bulunmaktadır.[5]
2016 yılı kazı çalışmalarında ayrıca kalenin ana giriş kapısı da gün yüzüne çıkarılmıştır. Ön cephesi bosajlanmış kum taşı bloklardan oluşan kapı girişinden doğuya doğru uzanan koridor, kaledeki diğer alanlara geçişin sağlandığı ana arter niteliğindedir.
Kalenin giriş kapısının kuzeyindeki iki odada pişmiş toprak Dionysos büstü, üç adet Kybele heykelciği ve çok sayıda savaş aleti ele geçirilmiştir.
Savaş aletleri yanında, İç Kale’deki basamaklı tünel, giriş kapısına entegre duvar içinde bir niş içerisinde mermerden yapılmış Ana Tanrıça Kybele heykeli in situ halde açığa çıkarılmıştır.[6]
Kalenin muhtelif yerlerinde ele geçirilen sikkeler, kazıda tarihleme konusunu açığa çıkaran en önemli etkenlerdendir. Kurul Kalesi oldukça zengin bir sikke koleksiyonuna sahiptir.

[Bu yazımızda yararlanılan başlıca kaynak ve kullanılan görseller, S. Yücel Şenyurt ve ekibine ait Ordu Kurul Kalesi, Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Haberler, Sayı 43, 2017 adlı çalışmadan alınmıştır.]




01,07.2020, Ünyekent




[1] Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bülteninde yer alan bu ifade yanlıştır. İlk kez 2010 yılında başlayan Kurul Kalesi kazıları Doğu Karadeniz’in ilk bilimsel arkeolojik kazı çalışmasıdır, biçiminde olmalıydı. Çünkü Orta Karadeniz’de Samsun Bafra İkiztepe kazıları ve Batı Karadeniz’de Heraclea Pontika ( Kdz. Ereğlisi) kazıları çok daha önce yapılmış kazılardır.
[2] S. Yücel Şenyurt, Atakan Akçay, A. Emirhan Bulut, Umut Zoroğlu, S. Okan Akgönül, Ordu Kurul Kalesi, Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Haberler, Sayı 43, s. 3, 2017
[3] 2017, s.3; Phrourion, “kale” karşılığı olarak kullanılan bir terimdir. Askeri garnizonu bulunan, tahkim edilmiş korunaklı yerleşimler olması yanında, kaleden daha küçük ve genellikle sınır bölgelerini korumak amacıyla inşa edilen yapılardır.
[4] 2017, s.4. Bosaj (Bossage), antik duvar örgüsünde dikdörtgenler prizması biçiminde yontulmuş taş blokların dışa gelen öz yüzlerinin hafif dışbükey ve pürüzlü olarak bırakılması tekniğidir. Bu teknik, daha çok yapıların zemine yakın dış cephelerinde uygulanmıştır. Bosaj tekniğinin, taşın kenarlar boyunca düz ve ince bir şerit bırakılması ya da taşın ön yüzünün tamamının dışbükey olarak işlenmesi gibi yöntemleri vardır. (Arkeoloji Sözlüğü, T. Tekçam, Alfa Yay.)
[5] 2016 yılında Kurul’u Ünyekent’ten bir grup olarak ziyarete gittiğimizde tam da bu alan açığa çıkarılıyordu. Odalardan birinde ele geçirilen çömlek kalıntıları üzerinde çalışıyorlardı.
[6] 2017, s. 5, In situ, bir kültür varlığının kazı sırasında, toprak ya da herhangi başka bir malzemeyle örtülmeden önceki özgün durumu. Buluntunun ait olduğu yerde ve orijinal haliyle bulunmasıdır. (Arkeoloji Sözlüğü,  T. Tekçam, Alfa Yay.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder