Karadeniz Arkeolojisi – Bizans Dönemi - I
Bir Orta Çağ uygarlığı olarak Bizans Dönemi, Helenistik kültürle
Roma devlet geleneğinin sürdürüldüğü, oryantal akımların ve özellikle Hristiyan
inanışının belirleyici olduğu bir dönemdir. Bu dönemin başlangıcı, Hristiyanlığın özgür bir din haline geldiği
57. Roma imparatoru I. Konstantin'in hüküm sürdüğü 306–312 yıllarıdır. Öte yandan Bizans’ın
başlangıcı olarak genellikle Konstantinopolis (İstanbul) şehrinin kuruluşu olan
330 yılı kabul edilmektedir.
Aslında Bizans sözcüğü köken olarak MÖ. 8. ve 7.
Yüzyıl Yunan mitolojilerine dayanır. Megaralı kolonistlerin lideri ve şehrin
kurucusu –Oikistes- kral Byzas'ın adından geldiği işleri sürülür. Megera, ticari açıdan
önemli bir antik Yunan kentidir ve Bizans bugünkü İstanbul Boğazı’nın bulunduğu
yerdedir.
Daha sonra, Bizans ismi
Batı'da başkenti Konstantinopolis
olan Doğu Roma İmparatorluğu'nu
ifade etmek için kullanıldı.
Roma İmparatorluğu resmi
olarak 395 yılında doğu ve batı olarak ikiye ayrıldı.
Aynı zamanda bu tarih geç
antik dönemin başlangıcıdır. 717'ye kadar devam eden bu dönem "Erken Bizans dönemi" olarak
da adlandırılır.
Bizans mı, Doğu Roma mı?
Doğu Roma devletinin tamamını kapsayan bir terim olarak Bizans , tarihçi Hieronymus Wolf tarafından ancak 1555'te ortaya atıldı.
Bu tarihe kadar Doğu Roma İmparatorluğu ( Orta Çağ Yunancası :
Βασιλεία τῶν Ῥωμαίων) yahut “Romalıların
imparatorluğu” denilen bir
tarihsel oluşum yüzyıl aradan sonra Bizans olarak anılmaya başlandı.
Batı Roma, Germenlerin eline geçmişti (M.S. 476).
Doğu Roma İmparatorluğu ise 1453’te Osmanlı sultanı II. Mehmet
(Fatih) tarafından yıkılıncaya kadar yaşamaya devam etti.
Bugün tarihçiler tarafından Roma İmparatorluğundan dil, din ve
kültür bakımından farklı olması nedeniyle Bizans olarak adlandırılan
imparatorluk gerçekte Roma İmparatorluğunun Doğu yanıdır, yani Doğu Roma
İmparatorluğudur; Bizans adı Doğu Roma İmparatorluğu için çok sonraları modem
tarihçiler (16. yüzyılda Hieronymus Wolf) tarafından kullanılan bir addır.[1]
Doğu Roma yahut Bizans İmparatorluğu (306-1453), bin yıllık
tarihiyle sadece Anadolu’nun değil, üç kıtanın kontak kurduğu tüm bölgeyi
etkiledi.
Özellikle Anadolu’nun bir parçası olan Karadeniz, Bizans
Dönemi’nden fazlasıyla etkilendi.
Bizans Dönemi’nde Anadolu
Bazen Anadolu adı ile eş anlamda kullanılan
Küçük Asya adı, Latincedeki “Asia Minor”un Türkçeleştirmiş biçimidir. Her ne
kadar, “Küçük Asya” ile “Anadolu” adları birbirini karşılamaktaysa da, Roma
döneminde Küçük Asya denilince daha çok, Fırat Irmağı’nın (Euphrates) batısında
kalan taraf anlaşılmaktaydı. Örneğin Doğu Anadolu’daki Armenia ve Urartu
Krallıkları, Küçük Asya’nın kapsamında değildi.
Anadolu adı ise, Yunancada “Güneşin doğduğu yer”
ya da “Doğu” anlamını taşıyan “Anatole”
sözcüğünün Türkçeleşmiş biçimidir. Bizans döneminde “Doğu” ile anlatılmak
istenen, Ege Denizi’nin doğusu, yani Anadolu idi. Bizans döneminde ilk kez
yönetimsel anlamda, başkent Constantinopolis’in (İstanbul) doğusunda kalan büyük
eyalet, “Anatolikon” olarak
adlandırılmıştır.[2]
2004 yılında Marmaray Tüneli'nin Avrupa yakasında yeryüzüne
çıktığı yerde yapılan arkeolojik kurtarma çalışmalarında Neolitik, Helenistik,
Roma ve Bizans İmparatorluğu dönemlerine ait pek çok arkeolojik kalıntı ve 37
gemi batığı bulundu. Yenikapı Marmaray Kurtarma Kazıları denilen bu çalışmalar
sırasında Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in bir liman kenti
olarak işlevini, bu dönemde kullanılan teknelerin yapım tekniklerini, limanın
günlük yaşamına ışık tutacak gemicilik bilgilerine ulaşıldı. MS 4. yüzyıldan
kalma kayıp Bizans limanı Theodosius
bu kazılarda ortaya çıkarıldı.
Bizans’ın Karadeniz’e yansıması daha çok 4. Haçlı Seferleri
sırasında oldu. İstanbul’un Latinler tarafından işgal edilmesiyle başlayan
süreçte Bizans’ın bir kısmı Doğu Karadeniz’e taşındı ve burada yeni bir devlet
kurdular. Bu tarihi süreç aynı zamanda Anadolu’nun kapılarının Doğu’dan gelen
Türklere açıldığı dönemdir.
Bizans’ın Tarihi Dönemleri
Erken Bizans Dönemi (330-717): I. Konstantin'in hüküm sürdüğü
ve Konstantinopolis şehrinin kuruluşuyla başlayan dönemdir. Hristiyanlık bu
dönemde özgür bir din haline geldi ve Roma İmparatorluğu resmi olarak 395
yılında doğu ve batı olarak ikiye ayrıldı. 717'ye kadar devam eden bu dönem geç
antik dönemin başlangıcı kabul edilir. I. Justinianus
(527-565) her ne kadar İtalya, Afrika ve güney İspanya'yı fethetse de 634-698
arası yükselen İslam dininin de etkisiyle Bizans Devletinin resmi dili olan Latince Herakleios döneminde Yunanca
olarak değiştirildi.[3]
Orta Bizans Dönemi (717-1204): 717-843 yılları arası İkona
Kırıcılığı dönemidir. Kültürel değer taşıyan çeşitli maddi ögelerin siyasi ya
da dinî sebeplerle bilinçli olarak imha edilmesi, Ortodoks kilisesiyle resmi
kurumları karşı karşıya getirir. 10. ve 11. yüzyıllarda Makedon hanedanının
önderliğindeki Bizans yeniden İslam ve Bulgarlara karşı güç kazansa da 1071'de Malazgirt'te alınan mağlubiyetin
yanı sıra, gerek Küçük Asya'da gerekse güney İtalya'da topraklar kaybedilmeye
başlandı. 1204 yılında yapılan 4. Haçlı Seferi sıranda Konstantinopolis Latin
devletleri tarafından işgal edildi.
Latin İşgali Dönemi (1204-1261): Dördüncü Haçlı Seferi
sonucunda Konstantinopolis işgal edildi, yağmalandı. Parçalanan Bizans
İmparatorluğu farklı devletlere ayrıldı; İznik İmparatorluğu, Epir Despotluğu
ve Trabzon İmparatorluğu.
Geç Bizans dönemi (1261-1453): Paleologos Hanedanı önderliğinde 1261'de yeniden fethedilen
Konstantinopolis ile birlikte Trabzon’da Rum İmparatorluğu kuran Komnenos Hanedanı, Geç Bizans dönemi
olarak adlandırılan dönemi başlattı. Her iki krallık da 1300 sonrası bölgede
egemenlik kuran Türkler tarafından tehdit altında idi. İstanbul 1453’te,
Trabzon 1461’de II. Mehmet (Fatih) tarafından
fethedildi.
Karadeniz’de Bizans Araştırmaları
1204'te Latinlerin Konstantinopolis'i (İstanbul) ele geçirmesi
üzerine I. Andronikos'un torunları Aleksios ve David'in Gürcü kraliçesi
Tamara'nın yardımıyla Trebizond'da (Trabzon) kurduğu imparatorluk 1461'e değin
varlığını sürdürdü.
I. Bayezid'in 1398'de Samsun yöresini almasından sonra Trabzon
Krallığı, Osmanlı Devleti'ne yıllık vergi ödemek zorunda bırakıldı. David Komnenos
iktidarı döneminde (1458-1461) vergi ödemeyi durdurması üzerine Fatih Sultan
Mehmet 23 Mart 1461'de Edirne'den sefere çıktı. Trabzon’un kuşatılması sonrası kral
David Komnenos direnmeden teslim oldu.
Amasra’dan Trabzon’a kadar olan bölgede birçok Bizans eseri
barındıran Karadeniz, Hellenist kültür ve Hristiyan dininin Roma devlet
şekliyle bir sentez haline gelmesine tüm Anadolu yerleşimleri gibi katkıda
bulunmuştur. Halihazırda bölgelerde var
olan sanat akımlarıyla da etkileşim içerisinde bulunarak, yeni bir sanat akımı
olan Hıristiyanlık Sanatı’nın gelişmesinde öncü rol oynamıştır.
Başta Trabzon’da olmak üzere bölgede çok sayıda kilise, manastır
ve benzeri dini yapı bu dönemde inşa edilmiştir.[4]
Ülkemizde Bizans temalı sürekliliği olan ilk ve tek toplantı
Uluslararası Sevgi Gönül Bizans Araştırmaları Sempozyumlarıdır. 2023 yılında altıncısı
yapılan toplantıların ilk dördü Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetler Araştırma
Vakfı (ANAMED) ve Vehbi Koç Vakfı; son ikisi Koç Vakfı ve Koç Üniversitesi
GABAM /Sevgi Gönül Bizans Araştırmaları Merkezi birlikteliğiyle
gerçekleşmiştir. Bu sempozyumların temaları; Bizans Ticareti, Saraylar, Mimari
Yapılar, Coğrafi ve Etnik İmgelemde
Bizans Kimliği ve Öteki, Bizans Mekân ve Toplulukları üzerinedir.[5]
Devam edecek: Arkeolojik Kazılar Ve Bizans Sanatı
Araştırmaları
Kaynaklar:
Tekin, Oğuz, 2008, Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş, İletişim Yay.
Mango, Cyril. 2022, Bizans Yeni Roma İmparatorluğu, Yapı Kredi Yay.
Eyice, Semavi, 1973, Türkiye’de Bizans Sanatı Araştırmaları, İst.
Edebiyat Fak. Yay
Mercangöz, Zeynep. 2023, Türkiye’de
Bizans Sanatı Araştırmalarının Yüzyılı, NEU Yay.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder