16 Temmuz 2025 Çarşamba

Karadeniz Arkeolojisi - Antik Dönem Ekonomisi

 

Antik Çağ Köle Pazarı

Karadeniz Arkeolojisi - Antik Dönem Ekonomisi

 

Antik Dönem’in ekonomisine girmeden önce “Antik Dönem” kavramına açıklık getirmek gerekir. Antik Dönem yahut Antik Çağ neydi ve nasıl bir ekonomiye sahipti?

Antik Çağ, Antik Dönem, antik tarih ya da İlk Çağ olarak tanımlanan bu terimlerin tümü aynı içeriğe sahiptirler...

Tarihinin başlangıcından erken dönem Orta Çağ'a kadar uzanan zaman dilimini kapsarlar ve dönemin belirgin kültürel ve siyasi olaylarını konu alırlar.

Tarih, Antik Çağ’la birlikte başlıyor.

Bir başka deyişle, tarihin başlangıç noktası Antik Çağ’dır.

Tarihi ve dolayısıyla Antik Dönem’i başlatan en önemli olay yazının icadıdır.

Bu zaman dilimi kronolojik olarak MÖ. 3.000’li yıllara tekabül eder.[1]   

Antik Çağ’ın bitişi ise, erken Orta Çağ’ın başlangıcıdır. Her ne kadar göreceli bir kavram da olsa, Batılı akademisyenler Batı Roma İmparatorluğu'nun 476'daki çöküşünü, antik Avrupa tarihinin sonu olarak kabul eder.[2]


 

Tarihin Sıfır Noktası Neresi?

 

Günümüzün moda deyişlerinden biri, “Tarihin sıfır noktası” tanımlamasıdır.

Bu tanım olsa olsa tarihin başladığı zamana işaret eder.

Tarih, yazının icadıyla başladığına göre, sıfır noktası da yaklaşık MÖ. 3.000 yıllarına kadar gider.[3]  

Aynı zamanda Antik Çağ’ın başlangıcı da kabul edilen MÖ. 3000’ler, Sümerce çivi yazısının keşfedildiği yıllardır ve kayıtlı tarihin süresi yaklaşık 5000 yıldır.

Oysa “insanlık tarihi” denince insanın yeryüzünde ilk fark edildiği zaman dilimi akla geliyor.

Genetik delillere göre insanoğlunun ilk ortaya çıkışı günümüzden yaklaşık 1,5 milyon yıl öncedir.

Ayrıca, modern insanın atası olan Homo sapiens'in Afrika'yı yaklaşık 60.000 yıl önce terk ettiği kabul edilir.

Samsun Tekkeköy’de ilk insan izlerinin kaya sığınaklarında görüldüğü ve bu üretim nesnelerinin Mezolitik Dönem’e ait (MÖ. 20.000-10.000) taş aletler olduğu tespit edilmiştir.

Göbekli Tepe’de ele geçirilen eserlerin günümüzden 10.000 yıl önceye ait olduğu, Anadolu’da Yeni Taş Çağı’na (Neolitik Dönem) denk düştüğü saptanıyor.

Bu zaman dilimlerinin herhangi birine “Tarihin sıfır noktası” demek doğru değildir. Tarih Öncesi (Prehistory) ve Ön Tarih (Protohistory) kavramlarıyla açıklamak gerekir.

Antik tarih yahut klasik anlamıyla tarih ise, MÖ 3000’lerde başlıyor ve tarihin başlangıç noktası olarak kabul edilir. MS. 500’e kadar süren bu tarih dilimi, insanların yaşadığı tüm kıtaları kapsıyor.[4]

Klasik tanımıyla “Üç çağ sistemi” diye adlandırılan insanlık tarihi; Eski Taş Devri, Bronz Devri ve Demir Devri olarak dönemlere ayırır ve kayıtlı tarihin genellikle Tunç Devri ile başladığı kabul edilir.[5]

Üç çağın başlangıcı ve bitişi dünyanın bölgelerine göre değişir. Birçok bölgede Tunç Çağı'nın genellikle MÖ 3000'den birkaç yüzyıl önce başladığı kabul edilirken, Demir Çağı'nın sonu bazı bölgelerde MÖ ilk binyılın başlarından diğerlerinde MS birinci binyılın sonlarına kadar değişir.[6]


Antik Dönem’i bu şekilde netleştirdikten sonra, dönemin ekonomik yapısına girebiliriz.


 

Antik Dönem Ekonomisi

 

Filmlere konu edilen, romanları yazılan ve üzerinde sayısız araştırmalar yapılan Antik Dönem aslında nasıldı?

Bunca şatafatına, albenisine karşın bu dönemin hiç te imrenilecek yanı yoktu.

Tüm Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarında olduğu gibi, bu dönem boyunca Karadeniz’de de egemen ekonomik yapı köleci üretim ilişkileri üzerineydi.

Kölelik, tarihin kaydettiği en kaba ve en açık ilk sömürü şeklidir.” diyor, Ekonomi Politik’in yazarı P. Nikitin.[7]

Ne yazık ki, Karadeniz Arkeolojisinin omurgasını oluşturan bu dönem, eski köleci üretim tarzını, İlkçağ’ın diğer toplumları gibi bağrında taşıyordu.  Anadolu, Ön Asya ve Avrupa toplumlarında görülen köle emeğine dayalı üretim ilişkilerinin bir benzerini Karadeniz toplulukları da yaşamaktaydı.

 

Antik Çağ Ekonomisi Nasıl Gelişti?

 

Mısır ve Mezopotamya medeniyetleri tarımı geliştirerek ticarete katıldılar ve zenginleştiler. Mısır ve Mezopotamya medeniyetlerinin yeni üretim biçimleri “köle” emeğine dayalıydı ve bu ilişkileri dünyaya yayılarak diğer toplumları etkiledi. Ancak dünyanın batısındaki medeniyetlerin ekonomik potansiyeli daha düşüktü bu nedenle batı medeniyetlerinde ekonomik büyüme ticaretin yanında fetihlerin getirdiği kazançlarla gelişti. Fetihlerde elde edilen en büyük kazanç, savaş esirleriydi. Artık onları öldürmüyorlar, köle olarak çalıştırmayı yeğliyorlardı. Kurdukları kolonilerde de aynı sistemi hayata geçirdiler.

Grek kolonileri ve onları tehdit eden İskit toplumu köle emeği üzerine inşa edilmiş ekonomilere sahipti. Çünkü bu dönemde üretici güçlerin çoğalması, toplumsal işbölümünün ve değişimin gelişmesi, ilkel toplumdan köleliğe geçişin temelini oluşturuyordu.

Demirden yapılmış araçlar, kölelik düzeninde üstünlük sağladılar. Demirin üretilmesi, bu dönemde öğrenilmişti.[8] Demir araçlar, insana, kendi faaliyetlerinin alanını genişletme olanağını verdi. Bir demir balta aracılığıyla orman ve çalılarla kaplı topraklar ekilir hale getirilebilir; demir saban, daha geniş toprakları işleme olanağını verebilirdi. Tarımda sadece tahıl ve sebze üretimi ile yetinilmedi, tarımsal ürünlerden şarap ve tereyağı yapımına da başlandı. Madeni aletlerin yapımı, zanaatçılığın doğmasına neden oluyor. Zanaatçıların iş alanı, gittikçe daha bağımsız hale geliyor. Bu, zanaatçılığın tarımdan ayrılması, ikinci büyük toplumsal işbölümü meydana geldi.[9]

Gene bu zamanda, değişim yeniden gelişti ve para ortaya çıktı. Bütün diğer metaların değerlenmesine hizmet eden ve evrensel bir meta olan para, değişim aracı olmaya yaradı. İşbölümünün ve değişimin genişlemesi, metaların ve alım ve satımıyla uğraşan bir takım insanlar ortaya çıkardı. Tacirlerin ortaya çıkmasıyla üçüncü büyük toplumsal işbölümü meydana geldi.

Kent ve köyün ayrışması, üretici güçlerin gelişmesi, toplumsal işbölümü ve değişimin daha ileri götürülmesi, servet eşitsizliğini keskinleştirdi. Bir uçta üretim araçlarını, hayvanları, parayı ellerinde toplayan zenginler, diğer uçta durumu gittikçe kötüleşen ve zenginlere borçlanan yoksullar vardı. İşte tefeciler, borçlular, alacaklılar, bu dönemde ortaya çıkmışlardır. Daha fazla gelir elde etme hırsı savaşları alevlendirdi. Savaş ganimetleri ve esirlerin devreye girmesiyle kölecilik kurumsallaştı, giderek ekonomiyi belirleyen temel güç konumuna geldi.

Antik dünya tarihinden söz edilirken bu konuya pek girilmez ama Antik dünyanın, göz alıcı ekonomik gücü ve saygın kültürü, kölelerin sömürülmesi suretiyle gerçekleştirildi. Bu süreç Antik Çağ boyunca farklı yerlerde değişik biçimlerde ortaya çıkar.

 

Devam edecek: Doğu toplumlarından Batı Dünyası’na Antik Çağ’da Ekonomik Yapı.

 

Kaynaklar:

 

Kipfer, Barbara Ann. 2000, Encyclopedic Dictionary of Archaeology

Cline, Eric H. 2021, MÖ. 1177 Medeniyetin Çöktüğü Yıl, Bilge Kültür Sanat Yay.

Nikitin, P. 2006, Ekonomi Politik, Eriş Yay.

 

16.07.2025, Ünye Kent

https://www.unyekent.com/kose-yazilari/karadeniz_arkeolojisi_-_antik_donem_ekonomisi_-5460.html


Dipnot:

[1] Yazının MÖ. 3.500O yıllarında Mezopotamya’da icat edildiği ve Sümer kültürünün ürünü olduğu kabul edilir.

[2] Antik tarih için kullanılan bir başka terim de antikitedir (antiquity).Antikite kavramı daha çok Antik Yunan ve Antik Roma uygarlıkları için kulllanılmaktadır.

[3] Okul kitaplarına varıncaya kadar “tarih” kavramı böyle tanımlanmaktadır.

[4] Antik Çağ’ın başlangıcı için “Tarihin sıfır noktası” demek, bu anlamda doğru kabul edilebilir.

[5] Kipfer, B.A.. 2000, s. 564

[6] Cline, Eric H. 2021, s. XV

[7] Nikitin, P., S: 29

[8] Ünye civarında yaşadığı bilinen ve demiri işlemeyi bilen ilk topluluklardan Khalipler, Karadeniz Antikitesinin en belirgin unsurları arasındadır. 

[9] Nikitin, P., S: 30

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder