Yalı Koyuna Beton Sevdası
Yazımın başlığını, bir Ünye
sevdalısından aldım, girizgâhın ardından yazdıklarının bir bölümünü nakledeceğim.
“Ünye sevdalısı” dedim, çünkü O da
bizim gibi her haliyle Ünyeli.
İki haftadır yazıyoruz. Gözümüz
kulağımız sahilde. Sabahın köründe Yalı’ya iş makinaları, moloz yüklü kamyonlar
geldi. Önce kaldırımın taşını kırıp kamyonların geçişine hazır hale getirdiler.
Sonra molozları Yalı sahiline indirmeye başladılar.
“Yalı Projesi” adı altında Yalı
kumsalına beton döşeyecekler.
Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır,
fazla açıklamaya gerek yok…
Atatürk Parkı adını verdikleri dolgu
parktan köprüye kadar olan kıyıya ne yapıldı ise, Yalı’ya da benzerini
yapacaklar.
İlk kamyona yetişemedik, sonrakileri
durdurmayı başardık.
Durun yahu ne yapıyorsunuz? Burası
rekreasyon alanı. Kıyı Kenar Kanunu ihlal ediyorsunuz, suç işliyorsunuz dedik.
Israrlı talebimiz üzerine moloz
dökmeye devam edemediler.
Yalı sahipsiz değildi; onlarca,
yüzlerce Ünyeli sahile geldi, Yalı’yı terk etmediler.
Binlerce imza toplandı…
5 Ekim’de Yalı iyice neşelendi.
Ünye’nin müzisyenleri, Orhan ve Ayhan
Köseoğlu’ndan bir müzik dinletisi gerçekleştirildi:
“Geçmişten Gelen Bir Esinti”.
Yaşlısı, genci Yalı’daydı. Ordu’dan,
Fatsa’dan gelip dinletiye katıldı.
Ve
bugün, yazımızın yayınlandığı saatlerde, muhtemelen Ordu Büyük Şehir Belediyesi
ile Yalı’nın kaderi görüşülecek.
Umarız
doğru, gerçekçi ve yerinde bir yargıya varılır.
Yalı
doğal haliyle korunur.
Yalı’da Kumun Betonla İmtihanı
Gelelim Ünyeli hemşerimizin yazdıklarına:
“Yalı Koyuna Beton Sevdası: Şaşkın Ördekler ve Doğal
Masallar” başlıklı yazısının bir kısmı şöyle:
“Cuma
akşamı Flash Radyo ve YouTube’da yayınlanan Haftanın Yorumu programını izledim.
Malum, konulardan biri yine Ünye’nin gözbebeği Yalı Koyu’na yapılmak istenen
sahil düzenlemesiydi. Benim merakım, Ordu Büyükşehir Belediyesi Genel
Sekreteri’nin ne diyeceğindeydi.
Ne
yalan söyleyeyim, beklentim yüksek değildi — ama tam da beklediğim gibi bir
konuşma dinledim. Bol bol övgü, şatafatlı kelimeler, eski bakana methiyeler,
yeni başkana alkışlar… Gerçekten, “konu neydi, reklam arası ne zaman bitti”
karıştırır oldum.
Genel
Sekreter, “Yok efendim, proje doğal olacak, mevcut kotta değil, sadece 80 cm
yükseklikte olacak” dedi. Yani buyurun buradan yakın! Ankara girişindeki o
metrelerce farkı hatırlayın, işte onun mini versiyonu. Oldu olacak, geliş gidiş
yollarını ayırın, yazın vatandaş çarpışmasın!
Peki,
madem bu kadar doğa dostusunuz, o zaman neden Ünyeliler günlerdir Yalı
Kahvesi’nde toplanıyor? Çay değil dert demliyorlar orada. Neden? Çünkü halk,
sizin “doğal proje” masalınıza değil, gözle görülene inanıyor.
Bakın,
niyet okumak gibi olmasın ama şunu demeden geçemeyeceğim: Bu zihniyetin
arkasında öyle aman aman bir proje falan yok. Eğer halk tepki göstermeseydi,
emin olun ki bugün Yalı’nın ortasında bir beton podyum yükselmişti. Ayinesi
iştir kişinin, lafa bakılmaz!
“Projeyi
astık” diyorsunuz, nerede? Motto’nun oraya mı? Astığınız şey, ilkokul
çocuklarının boyama kitabından fırlamış gibi: Kareler, kutular, çizgiler… Kod
nerede, malzeme ne, açıklama yok. Yani halkı tatlı masallarla avutmaya
çalışıyorsunuz. “Doğayı bozmadan yapacağız” diyorsunuz; peki doğa dediğiniz şey
betonla mı nefes alıyor?
Bir
konuşmacı da programda dedi ki: “ÇED raporu gerekirdi ama almamak için metraj
kısaltıldı.” Helal olsun, kanun bile sizin elinizde oyun hamuru olmuş. Milleti
akılsız mı sandınız? Kusura bakmayın, bu şehirde göz var, izan var. Dün
Çamlık’ta ne yaptıysanız, bugün de aynısını yapıyorsunuz: Plansızlık, dayatma,
oldu-bitti.
Samimi
olsaydınız, çıkardınız elinizdeki projeyi, kodu, malzemeyi, planı; anlatırdınız
Ünyelilere. Ama yok. Proje yok, niyet yok, sadece bir “gösteri” var.
Şimdi
orada eylem yapan insanlar da belki kendi kendine soruyordur: “Biz mi
abartıyoruz acaba?”
Yok
canım, siz değil… Siz sadece yaşadığınız kente sahip çıkıyorsunuz. “Her şey
doğal olacak” diyenlere soruyorum: Ünye sahili sadece 350 metre mi?
100.
Yıldan Çamlık’a kadar olan koca sahil ne olacak? Yoksa Yalı’da rahat yürüsünler
de, 100. Yıl’dan sonra millet birbirinin sırtına mı binsin?”
İbrahim
Gürkan 4 Ekim 2025
Yazdıkları bu minvalde sürüyor
hemşerimizin… Konuya devam edelim.
Ordu Büyükşehir Belediyesi
Genel Sekreteri Abdulkadir Hatipoğlu, “Yalı Sahili” projesinin Sn. Güler’in
talimatıyla şimdilik durdurulduğunu açıkladı.
Yerel bir radyo programında yapıyor Sn. Hatipoğlu bu açıklamayı, betonu
süsleyerek, güzel göstermeye çalışarak…
Kumsala beton döşeniyor oysa durdurulmasa
daha kaç kamyon moloz dökülecekti kıyıya?
Sn. Hatipoğlu gelip görsün o çirkin
molozları... “En güzel şey!” dediği, yalıdaki iyileştirme bu molozların üstüne
döşenecek bir betonla mı sağlanacak?
Üstelik “Kamu Yararı” ilkesini
kendilerine yontarak, Kıyı Kenar Çizgisi Kanunu ihlal ederek alenen suç
işliyorlar!
Ordu’da çevre konusunda açılan her
davayı kaybetmiş durumdalar. Ancak geriye yarattıkları beton mezbelelikler
kalıyor.
Sn. Güler ve Sn.
Tavlı’nın yerinde ve güzel hizmetleri ise her zaman takdirle karşılanmaktadır. İçerdikleri
belli oranda betonlaşmaya rağmen, örneğin Ünye’deki Asarkaya Restoranı,
Batıpark düzenlemesi, Gölevi Restoran ve Kafesi gibi onayladığımız projeleri
mevcuttur. Yöresel Ürün çalışmaları, Aşevi, İzabel Üzüm Projesi, Bakım Evleri,
Spor Tesisleri, AVM Kütüphanesi yanında Eski
Hamam ve Kefeli Han restorasyonları tarafımızdan takdir görmektedir.
Bırakın Yalı Kumsalı Doğal Haliyle Kalsın!
İlle Yalı’ya bir güzellik yapılmak isteniyorsa:
Kumsalı temizleyin, otundan, taşından ve çöpünden arındırın.
İsteyenin çıplak ayakla
yürüyebileceği örnek bir kumsalımız olsun.
Kayıklarıyla, kumsalıyla güzel bir sahil bırakalım gelecek
kuşaklara.
Dolgularla daralan, iyice sığlaşan koyu kurtaralım.
Tabakhane Deresi’nin önünü açalım.
Dere bakslarından akan pisliğe engel olalım.
Atıl duran kaldırım kenarları düzenlensin, çiçeklendirilsin,
yol kenarına yakışan yeni ağaçlar dikilsin.
Ayakta zor duran, yola yakışmayan ağaçlardan sahili arındıralım.
Bisiklet yolunu başka bir yere kaldıralım.
Çamurdan geçilmeyen arka mahallelerin
feryadına kulak verelim.
Mademki her bir
vatandaşın isteği dikkate alınıyor, vatandaş olarak isteğimiz budur.
(Bir de mümkünse bizim “köprü” dediğimiz iskeleye bakan ticari işletmeleri kaldıralım. Yerine
bir zamanların çocuk bahçesini yeniden
inşa edelim. Eski çay ocağını eskisi
gibi yeniden kuralım diyeceğim ama bunlar olmaz, biliyorum. Hiç değilse kıyıdaki
lokanta-kafelerin enine-boyuna genişlemesine engel olalım. Kumsala kalıcı
yerleşmelerine izin vermeyelim ve unutmayalım; rekreasyon alanlarının kalıcı
işgali suçtur, göz yumanlar da suçludur.)
Son olarak, Yalı’ya beton dökmek yerine,
artık şu Kültür Sarayı inşaatını
sonlandıralım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder